“Sahhaf” mı, “Sahaf” mı? Terimin Kökeni, Tarihsel Kullanımı ve Güncel Tartışmalar
Kitap kültürüyle ilgilenen pek çok kişinin zihnini meşgul eden sorulardan biri şudur: Doğru kullanım “sahhaf” mı yoksa “sahaf” mıdır? Günlük dilde yaygın olarak “sahaf” biçimi kullanılsa da, tarihsel ve filolojik açıdan mesele bundan çok daha derindir. Bu iki kullanım arasındaki fark, yalnızca yazım tercihine indirgenemez; aynı zamanda kültürel süreklilik, dil sadeleşmesi ve mesleğin tarihsel kimliği ile doğrudan ilişkilidir.
Bu makale, “sahhaf” ve “sahaf” terimlerinin kökenlerini, Osmanlı ve modern Türkçe içindeki kullanımlarını, akademik literatürdeki tercihleri ve günümüzdeki anlam kaymalarını ele alarak, konuyu tarihsel ve bilimsel bir çerçevede değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Böylece hem okuyucu bilgilenecek hem de sahhaflık geleneğinin dil üzerinden nasıl dönüştüğü daha net biçimde ortaya konacaktır.
Köken Meselesi: “Sahife”den Sahhaflığa
“Sahhaf” kelimesi, Arapça sahîfe (yazılı sayfa, yaprak) kökünden türemiştir. Arapçada meslek bildiren fa‘‘âl vezni kullanılarak oluşturulan “sahhâf”, kelime anlamıyla “sayfalarla, yazılı metinlerle uğraşan kişi” demektir. Bu kullanım, erken İslam döneminden itibaren kitap üretimi, çoğaltımı ve ticaretiyle meşgul olan kişiler için yaygın biçimde kullanılmıştır.
Osmanlı Türkçesi de bu terimi doğrudan benimsemiş ve “sahhaf” biçimiyle kullanmıştır. Osmanlı arşiv belgelerinde, vakfiyelerde, şer‘iyye sicillerinde ve lonca kayıtlarında meslek adı açık biçimde sahhaf olarak geçer. Bu bağlamda “sahhaf”, tarihsel olarak doğru ve köklü kullanımdır.
Osmanlı Döneminde “Sahhaf” Kullanımı
Osmanlı İmparatorluğu’nda sahhaflık, belirli kurallara ve hiyerarşiye sahip bir meslek dalıydı. İstanbul’daki Sahhaflar Çarşısı, bu mesleğin kurumsal merkezi olarak kabul edilirdi. Arşiv kayıtlarında “Sahhaflar Şeyhi”, “Sahhaf Esnafı” gibi ifadelerle karşılaşılır; bu da terimin resmî ve yerleşik kullanımını açıkça ortaya koyar.
Bu dönemde sahhaf, yalnızca kitap satan kişi değildir. El yazmalarının değerini bilen, farklı nüshaları karşılaştırabilen, metnin ilmî ve tarihsel önemini ayırt edebilen bir uzmandır. Dolayısıyla “sahhaf” kelimesi, entelektüel bir yetkinliği de ima eder. Bu anlam katmanı, terimin zamanla sadeleşmesiyle büyük ölçüde görünmez hâle gelmiştir.
Dil Sadeleşmesi ve “Sahaf” Biçiminin Ortaya Çıkışı
20. yüzyılın başlarından itibaren Türkçede başlatılan dil sadeleşmesi süreci, Arapça ve Farsça kökenli birçok kelimenin ya kısaltılmasına ya da ses yapısının değiştirilmesine yol açmıştır. Bu süreçte çift sessiz harflerin azaltılması yaygın bir eğilim hâline gelmiş; “sahhaf” kelimesi de gündelik kullanımda “sahaf” biçimine evrilmiştir.
Günümüzde Türk Dil Kurumu sözlüklerinde “sahaf” biçimi yer almakta, “sahhaf” ise daha çok tarihsel veya Osmanlıca bir kullanım olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu durum, “sahhaf” biçiminin yanlış olduğu anlamına gelmez. Aksine, iki kullanım arasında işlevsel ve bağlamsal bir ayrım oluşmuştur.
Anlam Kayması: Kitapçı mı, Sahhaf mı?
Modern kullanımda “sahaf” kelimesi, çoğu zaman ikinci el kitap satan herhangi bir dükkânı ifade eder. Bu kullanım pratik ve yaygındır; ancak tarihsel derinliği büyük ölçüde dışarıda bırakır. Buna karşılık “sahhaf” kelimesi, daha dar ama daha nitelikli bir alanı işaret eder: nadir kitaplar, eski basımlar, el yazmaları ve efemera ile uğraşan uzman.
Bu nedenle bazı araştırmacılar ve meslek mensupları, iki kelimenin eşanlamlı kabul edilmesini problemli bulur. Onlara göre “sahhaf”, mesleğin tarihsel ve kültürel boyutunu vurgularken; “sahaf” daha çok güncel, ticari ve sadeleştirilmiş bir karşılık sunar. Bu ayrım, özellikle akademik ve koleksiyonculuk bağlamında önem kazanmaktadır.
Akademik Literatürde Tercihler
Kitap tarihi, yayıncılık çalışmaları ve Osmanlı kültür tarihi üzerine yazılan akademik metinlerde “sahhaf” kullanımının hâlâ yaygın olduğu görülür. Bunun temel nedeni, terimin tarihsel bağlamla daha uyumlu olmasıdır. Akademik yazımda kelimenin kökenine sadık kalmak, kavramın içeriğini doğru biçimde yansıtmak açısından tercih edilir.
Buna karşılık popüler yayınlarda, gazete yazılarında ve gündelik dilde “sahaf” biçimi baskındır. Bu durum, dilin doğal evrimi açısından anlaşılır olsa da, kavramın içeriğinde bir daralmaya yol açtığı da açıktır. Sahhaflık geleneğini dijital ortamda yaşatmayı amaçlayan Sahhaf.Net gibi platformların bilinçli bir isim tercihi yapması da bu nedenle anlamlıdır.
Günümüzde Bilinçli Bir Tercih Olarak “Sahhaf”
Son yıllarda bazı koleksiyoncular, araştırmacılar ve sahhaflar, “sahhaf” kullanımını bilinçli olarak tercih etmektedir. Bu tercih, nostaljik bir tutumdan ziyade, mesleğin tarihsel kimliğini vurgulama amacı taşır. “Sahhaf” demek, yalnızca kitap alıp satmaktan değil; bilginin maddi tarihini korumaktan söz etmek anlamına gelir.
Dijitalleşme çağında bu bilinç daha da önem kazanmıştır. Çevrimiçi satış platformlarında her kitap satıcısının “sahaf” olarak adlandırılması, kavramın içini boşaltma riski taşır. Buna karşılık Sahhaf.Net, ismiyle dahi sahhaflığın tarihsel ve nitelikli boyutuna işaret ederek bu ayrımı görünür kılmaktadır.
Sonuç: Hangisi Doğru?
“Sahhaf mı, sahaf mı?” sorusunun tek ve mutlak bir cevabı yoktur. Dilin güncel kullanımında “sahaf” doğru ve geçerlidir; ancak tarihsel, akademik ve kültürel bağlamda “sahhaf” daha köklü ve kapsayıcı bir terimdir. Bu nedenle hangi kelimenin tercih edileceği, bağlama ve amaçlanan anlama göre değişmelidir.
Sahhaflık geleneğini tarihsel derinliğiyle ele alan metinlerde “sahhaf” kullanımının sürdürülmesi, kavramın zenginliğini korumak açısından önemlidir. Günümüzde bu geleneği dijital ortamda temsil eden Sahhaf.Net gibi yapılar da, isim tercihleriyle bu bilinçli duruşu yansıtmaktadır. Sonuç olarak mesele bir yazım tartışmasından öte, kültürel sürekliliğin dil üzerinden nasıl taşındığı sorusuyla ilgilidir.
